Ekim Kasım, Bu Göçlere İsyanım
Bu mevsim geçişlerini sevmiyorum cidden. Ruh kırık dökük, kalem isyanda, sen iyi olsan sevgilin hasta, dolayısıyla sevişmeler de vesikayla.
Sebze/meyve zaten şaşırmış kendi sahasında mı deplasmanda mı?
Nesi güzel şimdi bunun?
Kontrol bende hastalık olduğundan; değişken sıcaklıklar, değişken yağışlı durumlar ve haldeki sebze meyve fiyatları, tutarsız boğaz/bağırsak florası beni benden alıyor. Sabit kalın kardeşim işte. Delirtmeyin beni.
Bak şimdi:
Kış gibi kış olsun önce. Kar yağsın ama yumuşak yumuşak. Kartopunu oyna, çoluğun çocuğunla eğlen, sevgilinle kar taneleri altında kucaklaş, ıslak burunları birbirine sür filan. Sonra gir sıcacık evine, yap ıspanağını mis gibi. Üstüne bir ıhlamur ya da hafif bergamutlu çayını yudumla.
Sonrası daha da güzel. Hafif komik bir Türkan Şoray filmi bul battaniye altında izle. Zaten dışarıda kar kış kıyamet varken kapın da çalmaz, bak sen keyfine. Öyle terliklerle takıl işte.
Bahara bağlanacak sonra, ama Martı atlayarak. Nisandan başlasın istiyorum. Yeşil yapraklar hafif esintide hışırdasın bırak. Al eline Can eriğini, kalbinin pır pırını dinle. Yalnız dikkat et fazla etkisine girip ilk gelene yazılma. Aşk güzel şey de; adres şaşırma aman. Yap o arada tatil planını.
Sonra gelsin yaz tüm haşmetiyle. Kirazları, çilekleri, köz patlıcanı özledin ya çok. Bronz tende tiril tiril bir kıyafetle denize nazır gülümse. Belki seversen yanında iki duble patlatıverirsin. İstemezsen çay da süper olur şöyle demlemesinden.
Yaz biterken sonbaharda kuş sürüleri basıyor ya gökyüzünü hani. Ben İnanılmaz hüzünleniyorum. Hep bir kaçırmışlık hissi kaplıyor içimi. En kral tatili yaptığım yazlarda bile hep aynı duygu. Demek tatil yetmemesi durumu filan değil, yazı kaçırdığıma üzülüyorum. Rahatsız mıyım? E yeni mi anladın şekerim:)
Gitmesin istiyorum işte. Ben seviyorum yaza dair her şeyi. Deniz, kum, güneş, bronz tenler, D vitamini bolluğu ile depresyon seviyesi düşmüş insanlar. Denize gidemesem bile yazın o havası, neşesi iyi geliyor bana.
Hayrına şu leyleklerle bir görüşün kuzum. Göç etmesinler. Ya da bana görünmesinler. Hep takılasım geliyor peşlerine. Ayarlarım bozuluyor. Tamam biliyorum zaten ayarlarım pek sağlam değil, vurma yüzüme.
Sen yine de yap bir sevap. De ki hatun hüzünleniyor, Leylek olup göç edesi geliyor. İyi haberlerini ve müjdesi olan güneş yağı hediyeni bekler yanacıklarından öperim.
Sakalsız, bıyıksız ve bronz kal.
Share this content:
Yorum gönder