Dev Proje 2 Nüfus ve Huzurda Zirve
İlk projeyi bilmeyenler için hatırlatayım Türk Dil Kurumu Kadın ve Erkek öznesi ile başlayan cümleleri yasaklayacak, mukavemet gösterenleri ibreti alem için taksimin ortasında sallandıracaktı. Detayları merak eden bir önceki yazıma baksın bir zahmet.
Gelelim ikinci projeme. Kozmetik ve estetik SSK Kapsamına alınacak. Tüketiciden temsili bir katılım payı dışında bir tahsilat zinhar yapılmayacak.
Hemen itiraz etme. Bir dinle bak nelere kadir. Tasarıyı da Aile ve sosyal bilmem ne bakanlığı sahiplenip bu kıyağımı da unutmasın.
Öncelikle yasanın kapsamını netleştirelim:
1) Kuaför harcamaları: Manikür, pedikür, özellikle ağda, fön, makyaj, balyaj, röfle, ombre, saç bakımı, postiş vb. (perma kesinlikle kapsam dışı tutulmalıdır. Kabul edelim her kuaför yapamıyor, herkese de yakışmıyor arkadaş)
2) Ameliyatsız estetik uygulamalar: Kaş, dudak, dip-liner, eye-liner, takma kirpik, liposuction ve türevleri, botox vb
3) Ameliyatlı estetik: göğüs küçültme/büyütme, yüz gerdirme, karın bilmem ne oldurmaca, kalça löpleştirmece filan filan.
4) Hem kadın hem erkek için epilasyon.
Şimdilik yetsin. Pilot bölge uygulamaları yapar, ara değerlendirmeyle gerekirse kapsam genişletiriz.
Gelelim gerekliliğe:
1) Hatun dediğin kafası bozulunca ya kuaföre ya alış verişe gidiyor. Küçümsemek için demiyorum arkadaş, erkek milletinden bize kalan nadir bakir yerler olduğu için oraya gidiliyor. Hem kabul edelim alış veriş çantası ya da fönlü saç bize pişpirik kağıdından daha çok yakışıyor. Bu kadar yaygın bir uygulamadan oy potansiyeli kazanmak varken neden bunu kimse akıl edemiyor!:) hayret valla:)
2) Kuaföre gitmek terapi ücretinden daha ucuza mal oluyor. Bu kadar deliyle ruh sağlığı ve sonrasında bu sebepten kaynaklanan kalp damar hastalıklarıyla uğraşıp masraf edineceğine baştan terapi misali bunu destekle.
3) Kuaför dediğin adamlar, la havle çekmeden 15 hatunu dinleme, elti kelti, görümce bilimum akrabanın adını bile aklında tutma ve halen gülümsemeyi bozmama yeteneğine sahip nadir adamlar. Onları devlet desteklemeyecek de kimi destekleyecek. Ver coşkuyu işte…
4) Erkeklere iyi haber. Gece barda tavladığın hatun sabah uyandığında dayına benzemeyecek. Tüm modifikasyonlar kalıcı olduğundan sabah da aynı görüntü devamdır. En fazla fönü bozulmuştur o da seni bozmaz. Yoksa mevcut durumda 5 parmak fondöten altıda ne saklı sabaha kadar bilemiyorsun.
5) Kadın erkek beraberliklerinde aşk, coşku, romantizm, erotizm artacak. Bu durumda herkes iş başı yaptığında daha az stresli olacak. Düşünsene tapu veya vergi dairesinde yüzünde gülücüklü yetkililer var her yerde. Mühür mü dediniz üstadım elbette, buraya mı tabii. Siz beklerken çayınızı yudumlar mıydınız mirim? Derken Türkan Şoray kirpikli Hafize Hanım beyaz önlüğü stiletto topukluları üstünde tepsisinden parlak dişleriyle ikram etse çayını sana fena mı olur? Bence süper olur. Güzel görmek her ne kulvarda olursa olsun insana huzur veriyor. Arzulu bakışlar değil kastım hemen yine bozdu niyeti bu hatun deme sevgili okur. Her şeyin güzeli insanın, doğanın, filmin, eşyanın, çiçeğin, kokunun güzeli ruhuna farkında olmadan huzur verir. Yoksa herkes birbirine yürüsün niyetinde değilim. Ama az toparlanalım insanoğlu olarak.
6) Kendiyle meşgul olan insan daha az çevresindekilere bulaşır. Bu işlere girince sürekli yenilerini keşfeder insan. Misal Makbule Hanım başlar ipek kirpikten, botoksa, kalçaya liposuctiona filan sıra gelir. Biri biter diğeri başlar. Balkonda çekirdek çitleyip sen kapı önünde sevgiline bir buse verirken seni röntgenlemez. Bu durumda elinde veri yokken ilk kısır partisinde mezdeke’ye 5 kala seni komşulara çekiştiremez. Çekirdek yerine bir elinde ayna diğerinde cımbız olur ki o aynadan senin busenin Fransız mı yoksa düz kuru bir kaçamak mı olduğunu göremez. Süper değil mi? Bence herkes kendisiyle meşgul olsun. En büyük sıkıntımız bu değil mi herkes birbirine tüh kaka demekten nefes alamıyor.
7) Yalnız erkeklere kötü haber, aldatıp da ama kardeşim o da kendine baksaydı diyen versiyonlar var ya -ki biliyorsunuz çoğu da kendileri Jhonny Depp gibi olur (!)- ha işte onların bu mazereti rafa kalkar. Kardeşim söz verdiydin ölene kadardı filan ama yoldan çıktın mı? Çıktın. Bitti gitti. Olmaz yani öyle bakımsızdı, kendine de, bana da saygısı yoktu hikayeleri. Aldattın mı aldattın, nefsine hakim olamadın mı olamadın. Peki eyvallah, Niğde o tarafta Bor bu tarafta aha bu da koluna Karamürsel sepeti. İyi tarafı da var tabii, canın kızıl çekti söyle kızıla boyasın, sarışın mı hay hay yarın da sarıya boyanır. Nasıl olsa aile ve bilmem ne bakanlığı katkısı var. Sen mutlu eşin mutlu. Ama hala yoldan çıkıyorsan Ptt’yi sol kola alıp ana yola çıktın mı aha Niğde dümdüz ileride. Kolundaki sepete de börek açtıydım onu koydum yolluk yaparsın. Hadi eyvallah.
8) Tüm makyaj, kirpik vb işler kalıcı yapıldığından müdürünün baldızının düğününe giderken kapıda 45 dakika sevgilinin makyaj bitimini beklemen gerekmez. Mevcut durumda çoğu hatun zaten düğünden düğüne rimel kapağı açtığından, “ulan nasıl kullanılıyordu bu” aşamasını geçmek 12 dakika. Ruj, allık, rimel derken kafadan 36 dakika çıkardım size. Yılda böyle 3 düğüne gitseniz etti mi sana kemiksiz 108 dakika. Fena değil yani. 9,5 hafta filmi 117 dakika. 9 dakika da siz bir yerden arttırıverin artık hanımlar beyler. Her şeyi benden beklemeyin.
Biliyorum bu proje çıktıları biraz dağınık oldu. Bir toparlayayım senin için. Farkındayım kafan bi dünya oldu. Bak şimdi insanlar çevrende bakımlı, kılsız tüysüz, aşk hayatları tıkırında olduğundan güler yüzlü ve stresi az, süslenmek vb son dakika işlerinden zaman kazandınız istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz, birkaç kadeh ve loş ışıkta bulduğun potansiyel sevgiliye ertesi sabah miden bulanmadan bakabileceksin, ucuza terapi sayılır kalp damar rahatsızlıklarında düşüş garanti.
Yeter mi. Bence yeter. Yetmez diyorsan seçimde bana oy verme. Zaten pusulada adım yok. Selfiemi koyayım diye ısrar ettim kabul etmediler. Ben de resti çektim. Üzülüyor muyum hayır. Ben değil Türk Siyaseti kaybetti. (Haha narsizmde zirve ne muhteşem bir yer, manzarası süper buyursana yamacıma:)
Sakal traşını olmuş beyleri ve bıyıkları kasap Rızayla yarışmayan hanımları yanacıklarından öpüyorum. Diğerleri geri dursun ya da bir kuaföre uğrayıp öyle arz-ı endam eylesin.
Gülücüklü, güzel, mutlu ve en önemlisi de barış içinde kal…..
Share this content:
Yorum gönder